Geçen yaz apartmana ilaçlama yapıldığında karşılaştık yavrularla.Anneleri Paspas 5 yavruyu depoda büyütüyormuş meğer.Apartman kapısını açık buldukça gelip geceyi bizim paspasın üstünde uyuyarak geçirdiğinden adını paspas koymuştum .Önceden Zilli 'nin yavrularını büyütüp yuvalandırmıştım. Sıra Paspas'a geldi.Tabii yavrular kaçıp durdu benden.Gözlerinde enfeksiyon vardı damla damlatmak için köşe kapmaca başladı.Mama vermeye başladıkça alıştılar bana.Hatta kuyruğum oldular ben nereye onlar oraya.Paspas onlara da öğretti tabii bizim kapıyı.Her sabah kapıyı açtığımda paspasımda birbirine sarılmış yumoş 5 yavruyla karşılaşıyordum.Bütün kışı benim paspasta geçirdiler.Bir akşam 3 tane yavru olduğunu farkettim. Günlerce aramadığım yer kalmadı.Gündüz işte olduğum için akşam karanlığında bulamıyorum onları diye düşünüyordum.Meğer araba ezmiş minişlerimi. Komşum bulmuş gömmüş.Ben üzüleceğim diye de söyleyememiş.
Bebişlere Kimyon,Tarçın ve Köri adını koydum .İki sarman bir tekir, İkisi erkek biri kız. Ebru'nun baharat takımı:) Üçünü de çok seviyordum evlat ayrılır mı birbirinden ama Tarçın yok mu benim nazlı kızım uslu kızım.Eşime burdan taşınırsak Zilliyle Tarçın'ı da götürürüm diyordum hep.Oysa bana en düşkün Kimyondu. Sarı oğlum beni yalar öper,kıvırcık saçlarımla oynar. Birbirlerine öyle çok benziyorlar ki kuyruklarından ayırt ediyorduk.Kimyon'un kuyruğu beyaz Tarçınınki sarı.Büyümeden yuvaları olsun diye uğraştım.Yuva ilanlarına bir kişi bile aramadı.Sarılardan birini istiyorum diye mesaj atanlar oldu ama arkası gelmedi.Üçü de bana kalınca kısırlaştırdım.Evde bizimle kaldılar iyileşme sürecinde ohh keyifleri yerinde zaten bize çok alışkın olduklarından.
Diğer kedilerle de kaynaştılar her akşam beni bahçede bekler oldular.Bazı sabahlar beni metroya kadar götürüp arkamdan ağlıyorlardı.Tarçın yine bir gün bana metroya kadar eşlik etti ama akşam döndüğümde yoktu .Oysa ki hep geri dönerdi bahçeye.3 gün gelmedi.Eve dönerken yolumu uzatıp arka sokaklara,başka mahallelere bakarak geldim ama bulamadım.Kediler gider.Erkek kediler birbirleriyle kavga eder,güçlü olan kalır.Çok sevdiğim oğluşlarım gitti böyle.Zilli de böyle 3-4 gün ortadan kayboluyor avlanmaya gitmiştir diye panik yapmadım önceleri.4.gün de ağlamaya başladım.Ben kedi beslemeye indiğimde yoklama yaparım hangisi var hangisi yok.Tarçın ve Arsız yoksa beslenme saati bitmez.Onların hakkı poşette durur gelmelerini beklerim.Arsız 3 bacaklı engelli bir kedi olduğu için onun beslenmesi önemli.Tarçın da benim için farklı,özel bir kedi.4.gün beslenme saatinde şaşkın Tarçınım gelmişti.Kucağıma alır almaz beni yaladı öptü mır mır özlemişiz birbirimizi.
Eğer 4 bacaklı bir dostunuz varsa size yaşattığı mutluluğun tarifi imkansız.Sevgisi bambaşka.Etrafımda hayvanları bu kadar sevdiğim için,onları beslediğim,sahiplendiğim için bana şaşıran insanlar var.Bir de benim aracılığımla bir dost edinmiş Allah senden razı olsun diyenler.Biliyorum ki kim olursa olsun bir kere bir kediyi seven,bir köpeğin başını okşayan birisi bundan vazgeçemez.Öyle güçlü bir sevgi bu.
3 Temmuz Pazar günü Tarçınımı kaybettim.Arabanın altında gölgede uyurken sürücünün onu farketmemesi yüzünden melek oldu uykusunda.Komşum telefon açtığında bir kediyi araba ezmiş dedi.Aşağıya indiğimde onu gördüğümde nasıl bağırıp ağladıysam eşim sesimi duyup inmiş bahçeye. Hiçbir yerinde bir şey yoktu araba ezdiğine inanmadım o yüzden.Ama akşam sürücü benden özür dileyince koptum gittim.Hiçbir şey diyemedim ona.O da üzgündü.Tarçın gitmiş ben ne diyeyim. Bugün ilk defa fotoğraflarına bakabiliyorum.Günlerdir kedilere mama verip hemen eve çıkıyorum kim gelmiş diye bakmıyorum.Tarçının gelmeyeceğini görmek istemiyorum çünkü. Kimyon'u her gördüğümde kuyruğuna bakıyorum.Acaba Tarçın mı diye.Çok ağladım konuşamadım.Ben üzüntülerimi konuşarak anlatabilen biri değilim.Günlük hayatımda oldukça konuşkan biri olmama rağmen sıkıntılarımı anlatmakta beceriksizim.Kedi öldü diye mi üzülüyorsun sokakta yaşıyor elbet birgün ölecek,insanlar ölüyor gibi cevaplara da katlanamayacağım için susmak daha iyi bir çözüm oluyor bazen.
Bilmediğin acılar.tatmadığın sıkıntılar için konuşmak anlamsız bence.Ölüm bilmeden,yaşamadan anlaşılabilecek bir durum değil.Ben ailemden en yakınlarımı kaybettim.Babamı kaybettim en başta hem de 4,5 yaşında.Şimdi babasız veya annesiz büyümemiş birisi beni anlayabilir mi asla!Evet ben kedi öldü diye üzülüyorum,ağlıyorum.Ağlamak beni rahatlatıyor.Onu hatırladıkça da ağlayacağım.1 yaşındaydı daha.Ömrü o kadarmış.Melek kızım benim