12 Temmuz 2016 Salı

Tarçınım


Geçen yaz apartmana ilaçlama yapıldığında karşılaştık yavrularla.Anneleri Paspas 5 yavruyu depoda büyütüyormuş meğer.Apartman kapısını açık buldukça gelip geceyi bizim paspasın üstünde uyuyarak geçirdiğinden adını paspas koymuştum .Önceden Zilli 'nin yavrularını büyütüp yuvalandırmıştım. Sıra Paspas'a geldi.Tabii yavrular kaçıp durdu benden.Gözlerinde enfeksiyon vardı damla damlatmak için köşe kapmaca başladı.Mama vermeye başladıkça alıştılar bana.Hatta kuyruğum oldular ben nereye onlar oraya.Paspas onlara da öğretti tabii bizim kapıyı.Her sabah kapıyı açtığımda paspasımda birbirine sarılmış yumoş 5 yavruyla karşılaşıyordum.Bütün kışı benim paspasta geçirdiler.Bir akşam 3 tane yavru olduğunu farkettim. Günlerce aramadığım yer kalmadı.Gündüz işte olduğum için akşam karanlığında bulamıyorum onları diye düşünüyordum.Meğer araba ezmiş minişlerimi. Komşum bulmuş gömmüş.Ben üzüleceğim diye de söyleyememiş.

Bebişlere Kimyon,Tarçın ve Köri adını koydum .İki sarman bir tekir, İkisi erkek biri kız. Ebru'nun baharat takımı:) Üçünü de çok seviyordum evlat ayrılır mı birbirinden ama Tarçın yok mu benim nazlı kızım uslu kızım.Eşime burdan taşınırsak Zilliyle Tarçın'ı da götürürüm diyordum hep.Oysa bana en düşkün Kimyondu. Sarı oğlum beni yalar öper,kıvırcık saçlarımla oynar. Birbirlerine öyle çok benziyorlar ki kuyruklarından ayırt ediyorduk.Kimyon'un kuyruğu beyaz Tarçınınki sarı.Büyümeden yuvaları olsun diye uğraştım.Yuva ilanlarına bir kişi bile aramadı.Sarılardan birini istiyorum diye mesaj atanlar oldu ama arkası gelmedi.Üçü de bana kalınca kısırlaştırdım.Evde bizimle kaldılar iyileşme sürecinde ohh keyifleri yerinde zaten bize çok alışkın olduklarından.

Diğer kedilerle de kaynaştılar her akşam beni bahçede bekler oldular.Bazı sabahlar beni metroya kadar götürüp arkamdan ağlıyorlardı.Tarçın yine  bir gün bana metroya kadar eşlik etti ama akşam döndüğümde yoktu .Oysa ki hep geri dönerdi bahçeye.3 gün gelmedi.Eve dönerken yolumu uzatıp arka sokaklara,başka mahallelere bakarak geldim ama bulamadım.Kediler gider.Erkek kediler birbirleriyle kavga eder,güçlü olan kalır.Çok sevdiğim oğluşlarım gitti böyle.Zilli de böyle 3-4 gün ortadan kayboluyor avlanmaya gitmiştir diye panik yapmadım önceleri.4.gün de ağlamaya başladım.Ben kedi beslemeye indiğimde yoklama yaparım hangisi var hangisi yok.Tarçın ve Arsız yoksa beslenme saati bitmez.Onların hakkı poşette durur gelmelerini beklerim.Arsız 3 bacaklı engelli bir kedi olduğu için onun beslenmesi önemli.Tarçın da benim için farklı,özel bir kedi.4.gün beslenme saatinde şaşkın Tarçınım gelmişti.Kucağıma alır almaz beni yaladı öptü mır mır özlemişiz birbirimizi.

Eğer 4 bacaklı bir dostunuz varsa size yaşattığı mutluluğun tarifi imkansız.Sevgisi bambaşka.Etrafımda hayvanları bu kadar sevdiğim için,onları beslediğim,sahiplendiğim için bana şaşıran insanlar var.Bir de benim aracılığımla bir dost edinmiş Allah senden razı olsun diyenler.Biliyorum ki kim olursa olsun bir kere bir kediyi seven,bir köpeğin başını okşayan birisi bundan vazgeçemez.Öyle güçlü bir sevgi bu.

3 Temmuz Pazar günü Tarçınımı kaybettim.Arabanın altında gölgede uyurken sürücünün onu farketmemesi yüzünden melek oldu uykusunda.Komşum telefon açtığında bir kediyi araba ezmiş dedi.Aşağıya indiğimde onu gördüğümde nasıl bağırıp ağladıysam eşim sesimi duyup inmiş bahçeye. Hiçbir yerinde bir şey yoktu araba ezdiğine inanmadım o yüzden.Ama akşam sürücü benden özür dileyince koptum gittim.Hiçbir şey diyemedim ona.O da üzgündü.Tarçın gitmiş ben ne diyeyim. Bugün ilk defa fotoğraflarına bakabiliyorum.Günlerdir kedilere mama verip hemen eve çıkıyorum kim gelmiş diye bakmıyorum.Tarçının gelmeyeceğini görmek istemiyorum çünkü. Kimyon'u her gördüğümde kuyruğuna bakıyorum.Acaba Tarçın mı diye.Çok ağladım konuşamadım.Ben üzüntülerimi konuşarak anlatabilen biri değilim.Günlük hayatımda oldukça konuşkan biri olmama rağmen sıkıntılarımı anlatmakta beceriksizim.Kedi öldü diye mi üzülüyorsun sokakta yaşıyor elbet birgün ölecek,insanlar ölüyor gibi cevaplara da katlanamayacağım için susmak daha iyi bir çözüm oluyor bazen.

Bilmediğin acılar.tatmadığın sıkıntılar için konuşmak anlamsız bence.Ölüm bilmeden,yaşamadan anlaşılabilecek bir durum değil.Ben ailemden en yakınlarımı kaybettim.Babamı kaybettim en başta hem de 4,5 yaşında.Şimdi babasız veya annesiz büyümemiş birisi beni anlayabilir mi asla!Evet ben kedi öldü diye üzülüyorum,ağlıyorum.Ağlamak beni rahatlatıyor.Onu hatırladıkça da ağlayacağım.1 yaşındaydı daha.Ömrü o kadarmış.Melek kızım benim

16 Haziran 2016 Perşembe

Balkon keyfi


Merhaba,
Bu laleli battaniyeyi instagramda gördüm ve hemen başladım.Örmesi zevkli bir model.Doğum yapan bir arkadaşım var ona hediye edeceğim.Sıcaklar da başladı örmek zor oluyor ama terapi gibi örmek.Hele canım sıkkınsa,kafamda düşünceler varsa hem düşünürüm,hem kafamın içinde tartışırım karşımdakiyle hem örerim.Hangi ara bu kadar ördüm diye de kendime şaşırırım.


Çiçekliğimi de beyaza boyayınca küçük balkonumuz biraz daha ferahladı sanki.Renkli saksılarım da yakıştılar yerlerine.Beyaz masa ve bank da alınca balkon yenileme işi bitti.Çok rüzgar alan bir balkon olduğu için kırılır diye birşey asamıyorum duvarlara.Her akşam balkon keyfi yapıyorum.Yemek işi bittikten ,bahçedeki çocuklar da doyurulduktan sonra  çiçeklerimi suluyorum .Alıyorum örgümü elime,çay ya da kahve ile birlikte uzatıyorum ayaklarımı ohh benden mutlusu yok.Öykü anne hadi gel artık yanımda otur diye ara ara tuttursa da uzatabildiğim kadar uzatıyorum keyfimi:)


3 Haziran 2016 Cuma

renk renk saksılar


Evde yapmam gereken bir sürü işim varken aslında sonra yapabileceğim ama hevesle yapmak istediğim işlere bayılıyorum:) Saksıları da öyle bir günde boyadım.Evin hali toz duman.Ama ben saksı boyuyorum.Çok keyifliyim.Yıllardır kullandığım kahverengi saksılarımı boyadım.Her yerde renk renk saksılar var gözüm kalıyordu hadi masraf etmeyeyim evdekileri değerlendireyim dedim.Ponpon fırçayla akrilik boyayla boyadım.Çok zor bir iş değil zaten.Keyifli bir faaliyet.Yazın böyle renkli olmayı çok seviyorum bir de.Birkaç saksı daha kaldı onları da boyadım mı tamamdır.


Penye ipten paspas yapmıştım önceden.Onu yıkayayayım dedim.Bu narçiçeği rengi mint yeşilini boyadı biraz.Ben de acımadım söktüm.Gitti o kadar emek:( Bileklerim ne ağrımıştı öreceğim diye.İkisinden de sepet yapıyorum şimdi.Paspası daha açık tonlarda yapmak daha mantıklı galiba.Böyle boyama ihtimaline karşı.

2 Haziran 2016 Perşembe

Zillim


Zilli kara kızım kakaolu kekim çikolatalı pudingim:)


Zilli'yi kıskanan Öyküş:)Yavrum nasıl da sıkıştı kaldı aramızda.
Zilli kızı şikayet edeyim biraz size.Kaç gündür yine kayıp.İlk kaybolduğunda 4.günde gelmişti.Aramadığım yer kalmamıştı.3.günün akşamında ağlamaya başlamıştım.Bütün gün balkonda sepetinde yatar çünkü.bahçedeki kedilerin yanına bile inmez.Onlara tıslar .Benim onları sevmemi istemez.Yaz geldi ya av peşinde hep.Ben de sürekli balkon kontrolünde gelmiş mi diye.2 gündür yok yine.Ay nerelere gidiyor çok merak ediyorum.Evimizin karşısında tren yolu var .İlerisi de çayır çimen.Kedilerin hepsi raylarda geziyorlar.Aklım çıkıyor birine bişey olacak diye.Zilliyi de kaç kere raylardan karşı tarafa geçerken gördüm. Geri döner muhakkak ama ya bir gün dönmezse diye çok korkuyorum.

Motif battaniye


Merhaba,
Bloguma daha fazla yazmaya karar verdim.Çoğu insanda olduğu gibi ben de instagramdan sıkıldım.Seviyorum ama reklam olayları beni sinir ediyor.Burası gibi istediğini uzun uzun yazamıyorsun da.Blogun yeri bir başka.


Battaniyemi neredeyse bitirdim. Bebiş Temmuz'da doğacak zaten hemen kullanmayacak ama yetiştirdiğim için keyifliyim.Renkleri çok cici oldu.Annesi rengi,modeli bana bıraktığı için güzel olsun diye daha çok özendim.Umarım beğenir.


Aliağa'da balıkçı barınağı var.Böyle masaları olan bir de çay ocağı var. Aliağa'daki en sevdiğim yer burası.Bazı sabahlar kahvaltımızı da orada yapıyoruz.Denizin kenarında şirin bir yer.Tam karşısı sanayiye bakıyor en sevimsiz yanı bu. Aliağa'nın en sevimsiz yanı bu zaten.Her yerden sanayiyi görüyorsun ve muhteşem gaz kokusunu duyuyorsun.Gaz kokusuna zamanla alışıyor insan tuhaf bir şekilde.İlk günler ocağı açık unuttum sanıyordum:)


Kedisiz bir post olmasın:)Karşıyaka'da Kırmızı Kedi diye bir kitapçı var.Oranın kedileri.Ne güzel de yer bulmuşlar değil mi?Ankara'da Kuğulu Parktaki Dost kitabevinin de kedisi vardı.Böyle kitapların üzerinde oturur,kasanın yanında yatardı.Son gittiğimde sordum kaybolmuş:( Kedisi olan kitapçıları,mağazaları bir ayrı seviyorum.Hayvan sever insanları da öyle.